Aile danışmanlığı yaptığım dönemde, engelli çocukları olan velilerimi bu kitaptan yararlandırmayı çok istemiştim. İnanmanın insanoğluna neler kazandırabileceğini öncelikle onların görmesi gerektiğini düşünmüştüm. Sol Ayağım ,Christy Brown'un gerçek hikayesi. Kendi yaşamını kaleme alan yazar Cerebral Palcy'li( beyin felci) olarak doğmuş.Annesinin gayretleri ve etrafı algılayabilir hale geldikten sonra ki düşünceleri, hissettikleri,başarısı,azmi gerçekten okunmaya değer. Gerçekten inanmanın ve istemenin esrarını Christy Brown kitabında önemle anlatmış.
9 Kasım 2015 Pazartesi
SOL AYAĞIM / CHRISTY BROWN
Aile danışmanlığı yaptığım dönemde, engelli çocukları olan velilerimi bu kitaptan yararlandırmayı çok istemiştim. İnanmanın insanoğluna neler kazandırabileceğini öncelikle onların görmesi gerektiğini düşünmüştüm. Sol Ayağım ,Christy Brown'un gerçek hikayesi. Kendi yaşamını kaleme alan yazar Cerebral Palcy'li( beyin felci) olarak doğmuş.Annesinin gayretleri ve etrafı algılayabilir hale geldikten sonra ki düşünceleri, hissettikleri,başarısı,azmi gerçekten okunmaya değer. Gerçekten inanmanın ve istemenin esrarını Christy Brown kitabında önemle anlatmış.
30 Ekim 2015 Cuma
SEYAHAT DEFTERİMDEN KUZEY KIBRIS NOTLARIM
Şimdiden söyleyeyim bu yazı gezi yazısından çok, zaman zaman bir anı türüne de dönüşebilir. Konu ikinci vatan Kıbrıs olunca 17 sinde gidip bir 5 yılını okumak için adaya verenlerdenim.
Akşam Geçitkale Havaalanına bir fön makinesinin içine inmiş gibi hissetmekle başladı, hem kolay hemde zor olan Kıbrıs. İnsanoğlu özlüyor hatıralarını, arkadaşlıklarını. En nihayetinde çevrendekiler anne-baba yada abla oluyor yeri gelince. Zaten o adayı sevdiren de yaşanılan hatıralar. Bu beş yıl içerisinde negatif anılara sahip olsaydım eğer, aynı duygular içinde olabilir miydim? Beş yıl acısıyla tatlısıyla zihnimde hoş bir hatıra bırakmışki mezun olduktan sonra tekrar ve tekrar gitme arzusu uyandırıyor bende. İnsanın okuduğu okulu, dirsek çürüttüğü sıraları görmesi...en yakın saydıklarınla yenilen yemekler...lezzetli sohbetler...hiçbiri değişilir de yerine başka birşey koyulabilir mi? Şanslıyım, hatta çok şanslıyım... Benim gibi ortak sebeplerle gelen ve kendimi onlarda bulabildiğim bir çok insan vardı Kıbrıs da. Arada tadı buruk günlerde olmadı değil...ve yine yanımda onlar vardı.
Kendi adıma konuşmak gerekirse, öğrencilik hayatın en güzel dönemidir benim için. Bir öğrenci her zaman için muzdaripdir sınavlarından değil mi? Beş yılın sonunda girdiğim son sınavımı unutamam örneğin. Sınav bitmesin ister mi bir öğrenci? Bitmesin... bitmesin ki bende veda etmek zorunda kalmayayım adaya...2007 de mezun olmakla birlikte yaşadığım en güzel hatıra ve dostlukları zihnimin bir köşesine koyup havaalanının yolunu tuttum...
Kıbrıs'ı gezip görmek isteyen okuyuculara biraz bilgi vermek isterim. Kıbrıs ın tarihte İngiliz sömürüsü altında kalmış olması Kıbrıs kültürünü önemli ölçüde etkilemiş. Örneğin trafik soldan akar, evlerin içinde taharet muslukları yok ve prizler 3 girişlidir. En son seyyar ısıtıcılarla ısınıyorduk, petek gibi ısıtma sistemleri mevcut değil. Ada da genel olarak bir sayfiye havası mevcut. Sokaklarda çoluk çocuk sesi duyamazsınız kolay kolay. Kıbrıs aynı zaman da bir öğrenci ülkesi de, üniversitelere çok sayıda yabancı ülkedeler den öğrenci de gelmekte. Tabi yakın tarihteki Rumlarla olan savaşta Kıbrıs da önemli bir yer tutuyor.
Kıbrıs'a mezuniyetimden sonra üç defa daha gitmeyi nasip etti Allah. En son gidişimin üzerinden uzun bir zaman geçmişti ve "burnumda tütüyor" tabiri çok az şeyi ifade ediyordu. Ve geçtiğimiz Nisan ayında Ercan havalimanına içim kıpır kıpır bir iniş yaptık:))
Dış hatlar terminalinden gittiğimiz Kıbrıs için T.C vatandaşları pasaportsuz nüfus cüzdanı ile giriş çıkış yapabiliyorlar. Pasaport kontrol yerinde size verilen giriş çıkış belgesini dolduruyor ve Kıbrıs'a seyahat edebiliyorsunuz. Havayolu haricinde ise Mersin Taşucu'dan kalkan feribotlar ile 4 saatte Kıbrıs'a varabiliyorsunuz.
Kıbrıs için gidilecek en güzel mevsim ilk bahar bence. Sonbahar da gezmek için uygun kesinlikle fakat Bahar mevsiminde açan Kıbrıs'a özel bitki florası adaya çok ayrı bir hava veriyor sanki.Yaz ayları da çok sıcak olduğu için kültür gezisi yapmak isteyenler gezerken bunalabilirler.
İnişimizi yaptıktan sonra rotamız başkent Lefkoş'a. Havaalanından sonra yola koyulduğunuzda, boş arazilerle birlikte sessiz ve sakin bir ortam gözünüze ilk çarpanlardan olacak. Lefkoşa'nın içerlerine doğru ilerledikçe anılarım bir bir canlanıyor yine....Saatlerce boş gelsin diye dua ettiğimiz okul otobüslerimizi beklediğimiz mezarlık durağı sol yanımda...Biraz ileride ki ilk öğrenci evimiz görebildiklerimden...Aynı yolu devam ederek hem öğrencilerin hemde Kıbrıs halkının yollarının sıkça düştüğü Girne Kapısı...Öğrenciyken biletlerimizi aldığımız küçük acenteyi görüyorum sağ tarafımda...tekrar ve tekrar yaşanılası anılarım var burada...
Venedikliler tarafından şehrin Girneye ulaşımını sağlamak amacıyla yapılmış olan tarihi yapı bölgeye de ismini vermiş. Girne Kapısının hemen arka sokaklarında görülesi yerler var. Bunlardan biri Büyük Han ...
Büyük Han; Osmanlı'nın Kıbrıs'ı fethinden sonra inşa edilen Kıbrıs'ın en büyük Han'ı. İki katlı olan bu han'ın avlusunda çayınızı içebilir, revaklarla çevrili ikinci katında adaya özgü ürünlerden satın alabilirsiniz.
Büyük han dan kareler...
Selimiye Camii; Büyükhan'ın bir alt sokağında, öğrencilerin bolca uğradığı belediye pazarı'nın hemen yanında bulunan Camii ise daha önce katedral olup Osmanlı'nın fethinden sonra Cami'ye çevrilmiş.
Selimiye Camii'nden kareler...
Girne Kapı'sının arka sokaklarında kadrajınıza takılacak güzel detaylar olabilir. Arka sokakları keşfettikçe savaş zamanından kalma kurşunlanmış binaları görebilmeniz de mümkün.
Dereboyu Caddesi; Lefkoşa'nın en işlek caddesi olarak tanımlayabiliriz. Gezerken yolunuz muhakkak düşecektir. Cadde boyunca mağaza ve kafelerinde bulunduğu yolun sonundan, eğer Bahar mevsiminde gitmişseniz zevk alarak yürüyüş yapıp dinlenebileceğiniz Kumsal Park' a uğramalısınız.
Kumsal Parktan kareler...
Barbarlık Müzesi: Kıbrıs ziyaretlerimde ve öğrencilik dönemimde gitmeye pek cesaret edemediğim, Savaş zamanını yaşayarak gelmiş ve müzeye dönüştürülmüş olan bu yerin bir hikayesi var. Alay doktoru Nihat İlhan bu eve yerleştikten sonra Türkiye'den eşi ve çocuklarını da getirir. Çatışma sırasında Rum'lar Nihat İlhan'ın evini aramak isterler. Kapıyı açmayan ev halkı, anne ve çocukları olarak banyo küvetinin içine, evin hizmetlisi ise tuvalete saklanır. Kapıyı kırarak içeriye giren Rum'lar banyo küvetinde anne ve çocuklarını tuvalette ise evin hizmetlisini tarayarak katlederler. Gerçekten tarihi acıları yaşamış bu evin içerisinde savaş döneminden kalan bir çok fotoğrafta mevcut. Bu müzeye de Kıbrıs'ın yakın tarihini anlamak açısından yolunuz düşmeli.
Eğer yeterli zamanınız varsa Beş Parmak Dağları Seyir Terasına uğramalı bu mekandan Girne sahillerini de seyre dalmalısınız.
Beş Parmak Dağları Seyir terasından kareler...
GİRNE
Girne Kıbrıs'ın başka bir şehri diyebiliriz. Lefkoşa'dan dolmuşlarla 35 dakika da ulaşabildiğiniz bir başka şehir:)) Kıbrıs'ın kuzeyinde kalan bu şehrin deniz gibi bir görseli olması sebebiyle gezenlere lefkoşa ya göre daha güzel gelebilir. Özellikle akşam yürüyüşü pek hoş olan bir kordon'u ve Marinası var Girne'nin.
Marinanın hemen ilerisinde Bizanslı'lar tarafından İslam-Arap akınlarına karşı yapıldığı rivayet edilen Girne kalesini gezebilirsiniz.
Bellapais Manastırı; Bellapais Manastırı Girne'nin Bellapais köyünde yer alıyor. Tarihte ilk olarak Kudüs'ten göç eden rahipler yerleşmiş. Girne merkezine yakın bir mesafede olan manastır, merkeze göre daha yüksek bir kesimde yer alıyor. Manastır ve çevresi hoş bir ortama sahip. Objektifinize çok şirin detaylar takılabilir.
Bellapais Manastırından kareler...
St. Hillarion Kalesi: Öğrencilik dönemimde gittiğim, diğer adıyla da Aziz Hillarion kalesi olarak bilinen kale, tarihte akınlara karşı haberleşme amacıyla yapılmış. Çok sayıda basamağı mevcut, çıkması da oldukça zor. Fakat bu zorluğa katlandıktan sonra güzel bir manzara da sizleri bekliyor olacak.
Hz. Ömer Türbesi: Ve yine öğrencilik yıllarımda arkadaş grubumuzla ziyaret ettiğimiz bu türbe, Girne'ye 4-5 km lik bir mesafede kayalık bir alana kurulu, Arap-İslam akınları döneminde, Muaviye ordusunun komutanı ve altı arkadaşının şehit düştüğü bir mekan. Maneviyatı ve yeri itibari ile ziyaret edilmesi gereken yerlerden.
Hz. Ömer türbesi ve St. Hillarion Kalesi ile ilgili öğrencilik yıllarımda gittiğim ve elimde bulunmadığı için fotoğraf yayınlayamıyorum. Merak edenler internetten sorgulama yapabilirler.
Mavi Köşk: Girne'nin Güzelyurt yolu üzerinde bulunan dönemin Cumhurbaşkanı olarak da bilinen Makarios'un avukatı Paloides tarafından yaptırılmış. Paloides dönemin ünlü silah kaçakçılarından olduğu gibi fakir halkın kanlarıyla da servet edinen biriymiş. Köşk batı, doğu ve Akdeniz mimarisinden örnekler taşıyor. Çok uzun yıllar önce yapılmış olmasına rağmen içerisinde çok iyi planlanmış şeylere rastlayabilirsiniz. Gittiğiniz yöne göre el,ayak ve gözleri yön değiştiren Aziz Maria tablosundan ,kişinin uyumaması için tasarlanmış koltuklara,mevsime göre renk değiştiren büfeye,ses geçirmeyen perdeye ve Paloides'in gizli dünyasına dair herşey burada. Kıbrıs ziyaretinizde görmeniz gereken olmazsa olmaz yerlerden biridir burası. İçerisi için resim çekimine izin verilmeyen bu köşk için bir dış fotoğraf yayınlayabiliyorum.
Girne şehrine veda etmeden önce Boğaz ve Karaoğlan şehitliklerini de muhakkak ziyaret edilecekler listenize almalısınız.
GAZİMAGOSA
Magosa için , Lefkoşa'ya Girne'den daha uzak adanın en güneyinde kalan başka bir şehri diyebiliriz. Magosada ziyaret edilebilecek mekanlardan biri Lala Mustafa Paşa Camii...
Lala Mustafa Paşa Camii; daha önce katedral olan yapı Osmanlı'nın fethiyle 1571 de camiye dönüştürülmüş.
Lala Mustafa Paşa Camisinin hemen karşısında Namık Kemal zindanı ve müzesi bulunuyor. Namık kemal yazdığı yazılardan sebep Magosa'da bulunan bu zindana gönderilmiş ve birçok eserini de bu zindan da vermiş.
Palm Beach sahiline giderken liman tarafında kalan othello kalesini de gezebilirsiniz.14. yy da limanı korumak amaçlı yapılmış. Daha sonra gelen medeniyetler farklı eklemeler yapmış. Kale içerisinde farklı bölümler mevcut.
Kapalı Maraş Bölgesi: Türk ve Rum tarafları olarak her iki tarafında girmesinin yasak olduğu bir bölge. Burasıda savaş zamanından önce bir yerleşim yeriydi. Günümüze kadar savaş zamanından kalma izlerle beklemekte.Şuan harabe halde bulunan ve günümüze kadar rezervasyon almış Aspelia otelide palm beach sahilinden görebilirsiniz.
Kapalı Maraş Bölgesinden Kareler...
Palm Beach Sahilinden kareler...
LEFKE
Lefke Kıbrıs'ın diğer şehirlerine göre oldukça boş olmakla birlikte Güzelyurt üzerinden gittiğiniz istikamette bolca narenciye bahçelerine şahit olabilirsiniz. Lefkede de bahsetmek istediğim önemli bir mekan var.
Lefke de bulunan Şeyh Nazım Kıbrısi'nin mekanı. Kıbrıs'ın manevi olarak en yoğun olduğu mekanı burası bence. Mezun olacağım yıl Şeyh Nazım Kıbrısi yi görmek ve duasını almak nasip oldu. Dergah'ın bulunduğu sokağa girdiğiniz an manevi bir farklılık olduğunu hissediyorsunuz. Dar sokaklar ve tek katlı mütevazi evlerin olduğunu hatırlıyorum. Güler yüzlü ve çoğu farklı milletlerden olan Şeyh Nazım Hazretlerini dinlemeye gelen insanlar hatırlayabildiklerimden. Mutasavvıf Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri 2014 'ün Mayıs ayında vefat etti. Annesi tarafından Mevlana ya babası tarafından Abdulkadir Geylani hazretlerine soyu dayanır .Şeyh Nazım, Kimya okuduktan sonra Tasavvufa yönelir ve Abdurrahman Dağıstani'nİn isteğiyle Tasavvufu yaymak için yurt dışına çıkar. Birçok dil bilen Nazım Kıbrısi'nin belkide farklı milletlerden ziyaretçisinin olmasının sebebi de bu. Muhakkak silsile devam edecektir. Kıbrıs'a yolunuz düşerse Bu dergaha uğramayı unutmayın.
DİPKARPAZ/ Altınkum ; Ortalama Lefkoşa'dan 2- 3 saatte varılan Dipkarpaz tarafları için, deniz-kum ve güneş'in tadı başka diyebilirim. Özellikle sarı ve incecik kumuyla meşhur olmuş Altınkum sahili de görülmeye değer.
Yeme- içme ve Konaklama:
En son gidişimde araştırdığım kadarıyla Kıbrıs da otel bazında alkolsüz bir konaklama mekanı hala mevcut değil. Fakat booking.com adresinde dayalı döşeli kiralanabilir evler ve müstakil villalar mevcut. Eğer kalabilecek tanıdık bir yeriniz yoksa tercih edilebilir.
Yeme-içme konusunda ise Helal kesim yapılmış et ürünlerini bulabilmek önemli. Lefkoşa, Girne ve Magosa da hizmete açılmış olan ve Kıbrıs'ın steakhouse bazında ilk helal restoranı olan kıbetsteakhouse'da güvenle yiyebilirsiniz.
www.kıbetsteakhouse.com
Kıbrıs'a özel Kıbrıs katmerini, şeftali kebabını, pastane ve marketlerde bulabileceğiniz zeytinli ekmeğini ve Bloom markalı narenciye içeceklerini ve olmazsa olmaz Hellim peyniri'ni damak kültürünüzle tanıştırmadan yurda dönmeyin:))
Kıbrıs Katmeri
Etiketler:
ada,
anı,
bellapais,
CYPRUS,
gazimagosa,
gezi,
girne,
girnekapısı,
kale,
kapalımaraş,
KIBRIS,
KKTC,
kültür,
lefkoşa,
öğrenci,
savaş,
seyahatdefterim,
seyyah,
tarih,
üniversite
25 Ekim 2015 Pazar
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KETLENMELERE DAİR
Küçük Prens kitabı'nın ilk bölümünde, yazarın çocukluk çağında yaşadığı resim yeteneği ile ilgili engellenme beni de çok etkilemiş olacak ki bu konu üzerine kalem oynatmak gerek diye düşündüm.
Kendi çocuğumuz yahut çevremizdeki herhangi biri de olsa; yetişkinler olarak bizden sonraki nesli yetiştirir ve büyütürken ne kadar engellemeler den kaçınıyoruz? Yetişkinler olarak çocukların düzeyine inebiliyor muyuz?
Belirli kültürel kalıplarımız var nesilden nesile aktardığımız. Yanlış mı? doğru mu? sorgulamayıp bize empoze edileni olduğu gibi kabul ettiğimiz bir alt kültüre sahibiz. Kitapta da diyor ya, " sen şimdi resim çizmeyi bırak! matematik, coğrafya çalış!" ve 6 yaşındaki bir çocuğun resim becerisi son bulur. Hatta o kadar son bulur ki yıllar sonra bir yetişkin olduğunda hala bir kuzu bile çizemeyebileceğine kanaat getirir yazar. Sonuçta erken dönemlerde yaşanılan ketlenmelerin hayatımızın ileriki dönemlerine etki ettiği psikolojik gerçeklerden. Herkez biraz geçmişine baktığında bu tür ketlenmelerden biraz payını almıştır. İlgi duyduğu bazı şeyler yetişkinler tarafından önemsenmemiş bunun yerine, yetişkinlerin gözünde daha gerçekçi şeylere yönelmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Yetişkinlerin gözünde; matematik, coğrafya yada türkçe çalışmak daha gerçekçidir ve daha çok anlam ifade eder. Kültürümüzde bunlar çocukları bir yerlere getirecek bilimler olarak görülür. Fakat estetik algımızı geliştirecek ve ruhen bizi daha üst boyutlara taşıyabilecek yetenekler pek de önemsenmez. Tabi ki bu ailenin kültür ve eğitim seviyesi, eskiye göre günümüzde bilinçli ailelerin artması gibi faktörlere bağlı olmakla birlikte " ketlenme" olgusu hala devam etmekte kültürümüzde. Çoklu zeka kavramı tanımlanalı hayli zaman oldu aslında. Belkide eğitim sistemimizin bir hatası olarak yetişkinler bilinçlendirilemedi bu konuda. Çocuklar birey olma yolunda ilerlerken eğitim sistemi açısından belirli kalıplara sokularak tektipleştirildi. Zeka ve yeteneklerin farklı boyutları görülmedi. Her ebeveyn çocuğundan Doktor, Mühendis olmasını bekledi. Çocuklar için doğru ve olumlu yönlendirmeler o kadar önemli ki! Küçüklük çağında doğru desteklenip yönlendirilen her çocuk geleceğin iyi bir doktoru mühendisi olduğu kadar, iyi bir neyzeni ve hattat'ı da olabilir ve hayatını her anlamda bu yetenekle birlikte idame ettirebilir.
Kuşu ölen bir çocuğun evine taziyeye giden Efendimizin davranışı geliyor hatrıma. Genel anlamda baktığımızda, çocukların anlayış düzeyine inebilme ve onları önemseme adına ne kadar hoş ve kulağımıza küpe olabilecek, üzerine çok şey de düşündürebilecek bir davranış. Efendimizin (s.a.v) ümmeti olarak aynı ahlaki kültürü ne kadar yaşıyor ve bizden sonraki nesle aktarabiliyoruz? Gelecek nesli Çok yönlü yetiştirmek adına, çocukların içsel Dünyasına bakabilmek ve tektipleştirmemek niyetimiz olsun...
22 Ekim 2015 Perşembe
KÜÇÜK PRENS / ANTOINE DE SAINT-EXUPERY
Büyüklere ithafen yazılmış ve içeriğinde yetişkinlere anlamlı göndermeler yapan bir çocuk kitabı Küçük Prens. 3. kere de okusaydım eminim daha farklı anlamalar çıkarabilecektim bu kitaptan.
Özellikle ruhbilim sahasında bilgi sahibi olanların yazar hakkında farklı çıkarımları olacaktır eminim. Yaşça küçük birinin gözünden yetişkinlerin yanlışlarıyla oluşturulmuş bir dünyayı okuyabilirsiniz Küçük Prenste. Kitabın ilk bölümünde yazar kendi çocukluğuna dair bir anı ile başlıyor. Çok sevdiği resim yeteneğinin büyükleri tarafından engellenmesi ve önemsenmemesi yazar için çocukluğunda yaşadığı ve etkilendiği önemli bir anı. Yetişkinlerin içsel bir dünyaya değilde, sadece görüntüden ibaret bir dünyaya kendilerini adadıklarını, " ona briçten, golften, politikadan ve kravatlardan söz ediyorum. Koca adam böyle aklı başında biriyle karşılaşmaktan çok memnun oluyordu." cümlesiyle ifade ediyor. Kitabın diğer bölümlerinde ise ; başka bir asteroid den gelen Küçük Prens ile olan anılarını paylaşıyor yazar. Birçok asteroidi gezerek gelen küçük prensten de öğrenecek çok şeyi var büyüklerin. İnsanlık üzerinde bireysel olarak kurulan hükümranlık arzusu, başkalarını yargılamaktan öte kendini yargılayabilir olma, yetişkinlerde boyutlarını aşan sürekli alkışlanma ve onure edilme arzusu, yaptığımız yanlışları başka yanlışlarla kapamak ve bunun gibi çok anlamlı çıkarımlar yapıyor Küçük Prens.
Kitabın üslubu da oldukça akıcı. Aktarmak istenileni doğrudan sunuyor okuyucuya. Her yetişkinin kütüphanesinde kulağa küpe olacak bir küçük prens kitabı bulunmalı. Okumakta geç kalmış olmakla birlikte benden sonraki nesle yetişkin olma yolunda verebileceğim ilk kitaptır belkide...
Etiketler:
asteroid,
beceri,
bilgi,
BOOK,
booking,
çocukluk,
gezmek,
kitap,
küçükprens,
küçükyaş,
kütüphanem,
okumak,
pilotolmak,
resim,
resimyeteneği,
sahra,
Seyahat,
uçak,
yetenek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
40
ada
adıyaman
afganistan
ahzab
akçaabat
anı
anıt
ankara
anne
ANNEMİZ
antik
antik kent
antika
antikacı
arasta
arif
arkeoloji
artuklu
ASİYE
asmalı
asoss
asteroid
astroloji
ayder
ayet
aynalı çarşı
ayvalı
baba adayları
bakır
balon
baraj
batı
bayezid
beceri
bellapais
bıttım
bilgi
bilgin
bin muhteşem güneş
BİPOLAR
blog
BOOK
booking
boztepe
böğürtlen kışı
bungalow
bursa
butik
butik otel
BÜLBÜLÜN KIRK ŞARKISI
cadde
cami
cariye
cave house
conk
cumalıkızık
cumba
cumbalıev
CÜCELOĞLU
CYPRUS
çamlıhemşin
çanakkale
çocukluk
çocuklukçağı
dağ
darulhadis
darulkurra
daruşşifa
deniz
denizli
dergah
derviş
dervişhane
dev
dibekkahvesi
din
doğa
doğu
dönem
dua
dünya
eceabat
edebiyat
edirne
efendimiz
EFENDİMİZ
efibadem
ege
ekol
elfabe
emir
engellenmek.blog
erzincan
erzurum
eskimardin
ev
eyvan
eyyub
filistin
FİRAVUN
fotoğraf
gazimagosa
gebelik
gelibolu
gelişim
genç
gezi
gezmek
girne
girnekapısı
gizli
göbeklitepe
GÖKÇEADA
göl
göreme
güney
güneydoğu
HACER
hadis
halfeti
hamilelik
HANİF
harran
hat
hayatın içinden
hayatıniçinden
hazret
hekimoğlu
helak
heykel
hoca
hristonunyeri
hürrem
HZ. AİŞE
hz.ibrahim
hz.muhammed
ihtiyar
ilim
ilmisima
imambakır
İMRANAİLESİ
imroza
insan
ipek
isa
iskender pala
islam
istanbul
işgal
kabil
kahta
kahvaltı
kale
kaleköy
kapadokya
kapalımaraş
karaağaç
karadeniz
kasımiye
kasr
kavim
kayabaşı
kefalos
keramet.
ketlenmek
kıble
KIBRIS
kırk mektup
kıyafetname
kızmesleklisesi
kitap
KİTAP
KİTAPLAR
KKTC
kommagene
konak
konukevi
konya
kozahan
köy
köyevi
kral
kudüs
kutsal
kuyu
kuzey
kuzulimanı
küçükprens
küçükyaş
külliye
kültür
kümbet
kürk mantolu madonna
kütüphanem
labirent
latifiye
lav
lazkoyu
lefkoşa
limon ağacı
lut
maçka
madamınyeri mustafanınkayfesi
mağara
makamı ibrahim
manastır
MAnia
MANİK
MANİK DEPRESİF
mardin
mardinevleri
medrese
medyen
mehmetçelebi
mektup
meriç
mevlana
MISIR
mihmandar
mihrab
mihrimah
mimarsinan
miras
MİSTİK
modern
monarşi
muhafazakarpeygamber
MUSA
müze
nebi
nemrut
NİL
nuh
of
okumak
orhangazi
ortadoğu
osmangazi
osmanlı
osmanlışkültür
otel
öğrenci
pamukkale
peri bacaları
peygamber
pilotolmak
piyade
psikiyatri
psikolog
psikoloji
radeviyye
rasathane
resim
resimyeteneği
revak
reyhani
rize
roman
ruh
sabahattin ali
sabır
sabun
sahra
sakızlımuhallebi
sanat
SARE
savaş
selçuklu
selimiye
sepet
sera
sevgi
Seyahat
seyahat defterim
seyahatdefterim
seyyah
sıra
sıragecesi
SİBEL ARSLAN
siyer
soru cevap
sultan
sure
suuçtu
süleyman
sümela
süryani
şems
şuayb
tahran
tarih
tasavvuf
taş
telkari
trabzon
Travel
trengarı
troya
truva
tur
türbe
türkiye
uçak
uçurtma avcısı
ulu
unesco
urfa
urfa şanlıurfa
uzungöl
ülke
üniversite
ürgüp
vadi
vaka
yalom
yarımada
yaşam
yayla
yaylakent
yazar
yeşil
yeşilyurt
yetenek