Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

28 Kasım 2014 Cuma

SEYAHAT DEFTERİMDEN ADIYAMAN NEMRUT NOTLARIM



   Sizde benim gibi Türkiye'nin yüksek kesimleri Doğu Karadenizdedir zannedenlerden misiniz?

   Güneydoğu tamamiyle düz bir araziden ibarettir diye düşünenlere şiddetle tavsiyemdir Adıyaman Nemrut...

  Urfa, Adıyaman, Kapadokya, Konya ve daha bir çok noktaya uğradığımız turumuzun ilk uğrak yeridir Adıyaman Nemrut. Bende bir heyecan :)) Urfayı saymazsak, bitmek bilmeyen şehir ziyaretlerimizin ilkiydi en nihayetinde...

  Urfa'dan ortalama 2 saatte vardığımız Adıyaman'a, bir o kadar daha Nemrut'a ulaşmak için yol katediyoruz. Adıyaman'ın düz ve geniş caddeleri misafir ediyor bizi Kahta'ya kadar. Adiyaman'a geldim, Nemrut'a hemen çıkarım sanmayın!! Aşacağınız onlarca tepe ve bol virajlı yollar, ardından yaya olarak yol aldığınız dik bir tırmanış sizi bekliyor.

  Unesco Dünya Miras listesinde bulunan Nemrut Dağı için; bitmek bilmeyen bu yolu sabırla aştık, Milli Park tabelasını gördük, usül gereği biletlerimizi aldık ve girişimizi yaptık...Asfalt yol belli bir yerden sonra kendini taş döşenmiş geniş bir alana bırakıyor. Sağ ve sollu olarak araçlar park edilmiş. Bizde usule uyuyoruz.

Nemrut Dağı park alanı ve rampa yoldan bir kare...







 Vira Bismillah...Daha tepe noktasına çıkmadan bu görüntü hayran kalmaya yeterde artar bile. Onlarca ve yüzlerce büyüklü küçüklü dağların zirvesindeyiz. Bu görüntü beni heyecanlandırdığı kadar şaşırtmıyorda değil!

Nemruttan bir kare...




 Seyrimize tam tepe noktasında devam etmek ve Kommagene Krallığının mirasını tanımak için ileride bizi bekleyen tesise doğru yol alıyoruz. Uzun bir yolculuktan sonra gelen ziyaretçilerin dinlenip birşeyler içebileceği, Nemrut hatırası olarak çeşitli hediyeliklerin satıldığı bu küçük tesisin içerisinden, gösterilen merdivenlere doğru yöneliyoruz. Nemrut'un zirvesine çıkmak için dar, taşlı ve bayır olan patika bir yol beliriyor önümüzde.

Nemrut'a çıkıştan bir kare...

                                                  

   Bu yolu çıkmak oldukça zor ve efor gerektiren bir durum. Zirveye doğru yol aldıkça yabancı turistlere gözüm takılıyor. Üstlerinde şişme mont ve sırtlarında çadırlarıyla Nemrut'u ziyarete gelmişler. Ağustosun ortasında giyilen bu şişme montların nedenini, güneş biraz batmaya başlayınca daha iyi anladım. Güneş yüzünü biraz dönünce, Nemrut'un dondurucu bir soğuğu var.

  Nefes nefese ve zorlu bir çıkıştan sonra en tepedeyiz...Tam 2.150 metrelik bir yükseklik bizi misafir kabul ediyor. Bulunduğumuz yerden oldukça alçakta kalan irili ufaklı yüzlerce dağ seyir alanımıza giriyor. Nemrut'un simgelerini görüyorum...Merakımı cezbeden dev insan başları, kartal  ve aslan başı figürleri...konik şekilde üst üste yığılmış milyonlarca çakıl taşı ise tam bir tepe noktasını oluşturuyor Nemrutta...

  Güneş burda farklı parlıyor gibi...gökyüzünün öylesine derin bir maviliği var ve öylesine yakın geliyor ki, elimi uzatsam tutacağım sanki...

   Bu büyülü mekan Nemrut dağı'nın yamaçlarında hükümdarlık süren Kommagene Kralı Antiochus Theos'un Tanrı ve Atalarına minnetttarlığını sunmak için yaptırdığı anıtsal heykelleri barındırıyor. Nemrut, Doğu terası kutsal kabul edilmekle birlikte; Kuzey ve Batı teraslarından oluşuyor. Her üç terastada 8-10 metrelik dev heykelleri görebilmek mümkün. Doğu terası kutsal sayıldığından dolayı, Tanrı heykelleri ve koruyucu Aslan figürleri bu yönde dizilmiş. Ayrica Kral Antihochos'un mezarının burda olduğu bilinmekte fakat yapılan kazılar sonucunda kalıntılara rastlanamamış.

   Nemrut'un bir başka büyüsüde Doğu ve Batı teraslarından güneşin doğuşunu ve batışını izlemek...Yerli ve yabancı turistler bu seyir için sırtlarında çadırlarıyla akın akın Nemrut'a geliyorlar.

  Nemrut'a veda ederken...onu  kelimelere döktük, sırayı Nemrut'tan karelere bırakalım...

Nemrut Dağı ve dev heykellerden kareler...






















tamamı »

19 Kasım 2014 Çarşamba

SEYAHAT DEFTERİMDEN ÇANAKKALE NOTLARIM



 Yolunuz bazı şehirlere düştüğünde hissettikleriniz çok daha farklıdır diğerlerinden.

 Bu şehirlerin ruhu vardır... maneviyatı, huzuru doruklardadır...

 Derin bir dinginlik ve sessizlik saklar içinde...

 Bugün mürekkebim Çanakkale için kelimelere döküldü...



   2013 Trabzon-Rize gezilerinin ardından geldi Çanakkale... ve bu kutsal şehir için listelendi mekanlar...

   Özellikle Gelibolu yarımadası ziyaretlerde en ön sırada gelecek, bu iklimi soluduktan sonra Aynalı Çarşı, Truva Antik Kenti ve Assos yolmuzun düştüğü yerlerdi...

   İstanbuldan yer yer Ayçiçeği tarlaları manzaraları eşliğinde yaklaşık 3 saatte ulaştığımız Gelibolu'da ziyaret edilecek en önemli yerler şehitlikler tabiki... Bu yarımadanın her bir karesi şehitlerimizle dolu. Yollarda giderken derin bir sessizlik ve huzur hissediyorsunuz. Şehrin ruhu var dedim ya tam da böyle birşey. Önümüze o kadar çok şehitlik çıkıyorki...Hepsini ziyaret edebilmek ne güzel olurdu. Zaman kısıtlı olduğu için belli başlı yerleri gördük ve diğerlerine dualarımızı gönderdik...

57.Piyade Alay Şehitliği: Cumhuriyet döneminde yaptırılan şehitlik sonraki zamanlarda hasar görmüş. En son tarihe saygı projesi kapsamında özel bir kuruluş tarafından yeni bir mimari projeyle ziyarete açılmış. Girişte hemen sol tarafta  son Çanakkale Gazisi olan ve 108 yaşında vefat eden Hüseyin Kaçmaz'ın bronz bir heykeli mevcut.

57.Piyade Alay Şehitliğinden Kareler...




  Şehitliği ziyaretten sonra  sessiz ve dingin, doğanın hiç bozulmadığı yollarda Türk siperlerinin bulunduğu tarafa yöneliyoruz. Burada da daha önceki şehitliklerdeki gibi Çanakkale'ye ve şehitlerimize özgü hediyelik eşyalar satan küçük standlar ve köylüler karşılıyor bizi.

  Ve toprağa metrelerce uzunlukta kazılmış Şehitlerimizin savaştığı Türk siperlerini görüyoruz.

Türk Siperlerinden Kareler...





 Türk siperlerinin bulunduğu mekandan bir Gelibolu Manzarası...Conk Bayırı...Bu manzarayı sadece izlemedik biz, dinledikte...Buranın sessizliği insana çok şey anlatıyor; susuyor, tüğler ürpertiyor...



  Bu manevi diyardan Çanakkale'nin sembolü haline gelen Şehitlik Abidesine doğru yola koyuluyoruz. Geçtiğimiz yerlerde, küçük köy evlerinin çoğu müze haline getirilmiş. İçlerinde Çanakkale savaşında kullanılan, şehitlerimize ve savaşa dair her türlü mühimmat ve malzeme sergileniyor.

  Ve Çanakkale Boğazı'nın ucunda 253.000 Şehidimizin anısına yaptırılan Çanakkale Şehitler Anıtı...Anıtın bulunduğu mekan oldukça büyük. Girişte sol tarafta uzunca bir rolyef, sembolik bir şehitlik, Büyük bir Anıt bulunmakta. Şehitlikteki isimleri okurken... yaşlar 16 ,17... 

 Dev bir mermer kitaba yazılanlar ise Çanakkale'ye en çok yakışanlardan;

"Allah yolunda Şehit olanlara ölüler demeyin! Bilakis onlar diridirler. Fakat siz anlayamazsınız."(Bakara 154)

"Şehitler Allah'tan şunu isteyecekler; Ya Rabbi! bizi dünyaya tekrar gönder ve senin uğrunda bir kere daha şehit olalım."
(Hadisi Şerif)

 Toprağının her köşesinde şehit barındıran bu kutlu yarımadanın her karışını gezmek tekrar nasip olsun, Allah bizleride şehitlerin mertebesine yükseltsin duasıyla Gelibolu yarımadasından ayrılıyoruz.

Çanakkale Şehitlik Abidesinden Kareler...



                                                 









                                             

                                               






   Eceabattan Çanakkale'nin merkezine geçişler için sürekli arabalı vapurların kalktığı yerde yaklaşık 20 dk lık bir yolculuktan sonra Çanakkale'nin merkezindeyiz. Merkezde de bazı parkların içerisinde savaş zamanında kullanılan malzemeleri görebilmek mümkün. Çanakkaleli bu zaferi kimseye unutturmuyor!!!

  Aynalı Çarşı; Bu küçük şehrin sokaklarını gezerken meşhur Aynalı Çarşıya rastlıyoruz.Kapalı çarşının çok ufak versiyonu  sanki... Bu çarşı II. Abdülhamit'in saltanatının 14. yılı sebebiyle yahudi Eliyau Hallio tarafından yaptırılmış. Çarşının asıl adı Passage Hallio aslında. Çarşının girişinde aynaların olmasından dolayıda Aynalı Çarşı olarak anılmış. Savaş sırasında bombalanmış, İngiliz askerleri tarafından ahır olarak kullanılmış ve daha sonraki dönemde restore edilerek bugünkü halini almış.Çarşının içerisinde giyim,aksesuar, hediyelik eşyalara dair ihtiyaçları bulmak mümkün.

Aynalı Çarşıdan Kareler...




  Tarihte önemli bir yere sahip olan Truva Antik Kentini ziyaret için Çanakkale'nin güneyi Assos'a doğru yola koyulduk...

  Truva Antik Kenti; Tarihte Truva savaşının yapıldığı yer olarak biliniyor. 9 katmandan oluşan bu antik kentin kalıntıları bu mevkide sergileniyor. Girişte Odysseus'un Truva surlarını aşmak için yaptırdığı tahtadan at maketini yansıtmak amaçlı bir Truva Atı karşılıyor sizi.  Fakat Troy filmindeki Truva Atı'nın orjinal hali Çanakkale merkezde sergileniyor.



  Oksijenin en kaliteli halinin bulunduğu Kaz Dağları dinlenmek için bizi bekler...

  Çok yıldızlı büyük modern otellerden ziyade Butik oteller çok daha ilgimi çekmiştir. Konaklarken evindeymiş hissi verir sana ...ilişkiler resmi değil daha samimidir sanki...Çok daha farklı konseptlere rastlanabilir butik otellerde...Bir tarafında koca bir kütüphanesi olabilir butik bir otelin, yada kendinizi bir dağ evinde kalıyor gibi hissedebilirsiniz...

  Bizim otelimiz Kaz Dağlarının eteklerinde kurulmuş Yeşilyurt köyünün içinde bulunan bir oteldi. Takır tukur taşlı yollardan geçerek ulaşabildiğimiz bir köy...Dar ve taşlı sokakları evlerinin yapısıyla Bursa Cumalıkızık Köyünü de hatırlatan bu mekanda, konaklayanlara sunulan tüm ürünler köylülere aitti. Köyün içerisindeki kimi evler Cafe haline getirilmiş ve gezerken  buram buram  saç böreği kokuları tam bir köyün içerisinde olduğunuzu hatırlatıyor.


Yeşilyurt Köyünden Kareler...





                                     







   Çanakkaleyi tarihi ve turistik anlamda gezmeye doyamadık tekrar nasip olursa, gelmek üzere  Çanakkale ile vedalaştık ...
















tamamı »
40 ada adıyaman afganistan ahzab akçaabat anı anıt ankara anne ANNEMİZ antik antik kent antika antikacı arasta arif arkeoloji artuklu ASİYE asmalı asoss asteroid astroloji ayder ayet aynalı çarşı ayvalı baba adayları bakır balon baraj batı bayezid beceri bellapais bıttım bilgi bilgin bin muhteşem güneş BİPOLAR blog BOOK booking boztepe böğürtlen kışı bungalow bursa butik butik otel BÜLBÜLÜN KIRK ŞARKISI cadde cami cariye cave house conk cumalıkızık cumba cumbalıev CÜCELOĞLU CYPRUS çamlıhemşin çanakkale çocukluk çocuklukçağı dağ darulhadis darulkurra daruşşifa deniz denizli dergah derviş dervişhane dev dibekkahvesi din doğa doğu dönem dua dünya eceabat edebiyat edirne efendimiz EFENDİMİZ efibadem ege ekol elfabe emir engellenmek.blog erzincan erzurum eskimardin ev eyvan eyyub filistin FİRAVUN fotoğraf gazimagosa gebelik gelibolu gelişim genç gezi gezmek girne girnekapısı gizli göbeklitepe GÖKÇEADA göl göreme güney güneydoğu HACER hadis halfeti hamilelik HANİF harran hat hayatın içinden hayatıniçinden hazret hekimoğlu helak heykel hoca hristonunyeri hürrem HZ. AİŞE hz.ibrahim hz.muhammed ihtiyar ilim ilmisima imambakır İMRANAİLESİ imroza insan ipek isa iskender pala islam istanbul işgal kabil kahta kahvaltı kale kaleköy kapadokya kapalımaraş karaağaç karadeniz kasımiye kasr kavim kayabaşı kefalos keramet. ketlenmek kıble KIBRIS kırk mektup kıyafetname kızmesleklisesi kitap KİTAP KİTAPLAR KKTC kommagene konak konukevi konya kozahan köy köyevi kral kudüs kutsal kuyu kuzey kuzulimanı küçükprens küçükyaş külliye kültür kümbet kürk mantolu madonna kütüphanem labirent latifiye lav lazkoyu lefkoşa limon ağacı lut maçka madamınyeri mustafanınkayfesi mağara makamı ibrahim manastır MAnia MANİK MANİK DEPRESİF mardin mardinevleri medrese medyen mehmetçelebi mektup meriç mevlana MISIR mihmandar mihrab mihrimah mimarsinan miras MİSTİK modern monarşi muhafazakarpeygamber MUSA müze nebi nemrut NİL nuh of okumak orhangazi ortadoğu osmangazi osmanlı osmanlışkültür otel öğrenci pamukkale peri bacaları peygamber pilotolmak piyade psikiyatri psikolog psikoloji radeviyye rasathane resim resimyeteneği revak reyhani rize roman ruh sabahattin ali sabır sabun sahra sakızlımuhallebi sanat SARE savaş selçuklu selimiye sepet sera sevgi Seyahat seyahat defterim seyahatdefterim seyyah sıra sıragecesi SİBEL ARSLAN siyer soru cevap sultan sure suuçtu süleyman sümela süryani şems şuayb tahran tarih tasavvuf taş telkari trabzon Travel trengarı troya truva tur türbe türkiye uçak uçurtma avcısı ulu unesco urfa urfa şanlıurfa uzungöl ülke üniversite ürgüp vadi vaka yalom yarımada yaşam yayla yaylakent yazar yeşil yeşilyurt yetenek