SEYAHAT DEFTERİMDEN KONYA NOTLARIM

   Ruhuna yakıştırılan sıfatları vardır şehirlerin...

   Peygamberler şehri Urfa...Şehzadeler şehri Amasya...Evliyalar şehri Konya...

 İşte tam da burda, şuan Konya'ya misafiriz... Evliyalar şehri Konya da...Mevlana, Şemsi Tebrizi gibi Tasavvuf ehlini toprağında misafir eden bu şehirde.

 Yolumuz uzun; durağımız Türkiye'nin yüz ölçümü  en büyük şehri Konya için ... şehrin sınırları içerisine girip de, gezimizi bitirdikten sonra bir türlü sınırlarından çıkamadığımız Konya:)) Kapadokya gibi yine burda da sınırlıydı zamanımız. Ne kadar çok yer gezersek o kadar kar. Kapadokya sınırlarından çıkıpta Konya sınırlarına girdiğimizde dikkatimi çeken en önemli şey, oldukça geniş ve kenarları yeşillendirilmiş otoyollar...şehrin temizliği, düzeni ve manevi havası da söylenmeden geçilemez. Şehri bilmeseniz dahi sizi kolayca gideceğiniz turistik mekanlara ulaştıran nitelikli göstergeler de dikkatimi çekenler arasında...

  Hemen hemen öğle vakti idi vardığımızda. Otelimizi Mevlana müzesine yakın bir konumda seçmiştik. Hızla  yerleşip, bir iki atıştırmadan sonra şehrin düzenli caddelerinde yol alıyoruz.

  Yolumuzun düştüğü ilk yer Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi. Yeşil bir parkın içinde konumlanmıştı türbe. Aslen İran kökenli olan Mutasavvıf Şems-i Tebrizi'nin nerede öldüğü tam olarak bilinmiyor aslında ve bununla ilgili bir çok rivayette mevcut. Bununla birlikte Şemse izafe edilen birçok türbe de mevcut. Tebriz , Pakistan , Niğde  Şems'in adına yapılan türbelerin bulunduğu şehirler. Tabi Konya da bunlardan biri...Dua her yerde yerine ulaşır biliyoruz. Ziyaretimizi tamamladıktan sonra Konya Mevlana müzesine doğru yolumuz...

Şems-i Tebrizi Türbesinden kareler

  Müze kapanmaya yakındı, biz son anda yetişmiştik. Alelacele biletlerimizi alıp müzeye giriş yaptık.  Müze, Mevlana türbesi olarakta biliniyor. Eskiden mevlana'nın dergahı imiş. Mevlana öldükten sonra  türbesi yapılmış ve daha sonra eklemeler yapılarak bugünkü haline gelmiş. Müze de Mevleviliğe ve  dergah yaşamına,  dair herşey sergileniyor.. Bunun dışında el  yazması eserler, dönemin ünlü  hattatlarının levhaları da görülebilecekler arasında...unutmadan  Sultan Veled'e ait üzerinde çeşitli dualar ve ayetlerin yazdığı tılsımlı gömlek de  müzede mevcut. Osmanlı Sultanların da da bulunan bu  gömlekler Topkapı Sarayında da görülebilir. Ben gördüklerimizle ilgili söyleyemediklerimi fotoğraf  karelerine bırakıyorum...

Mevlana Müzesinden Kareler

                                                                               

  Müzeyi fethettikten sonra , yolun hemen sonunda bulunan Alaaddin tepesine bir çay molası için yürüyoruz. Birbirinden farklı bir çok çay bahçesini barındırıyor Alaaddin tepesi...bir tanesini seçip misafir oluyoruz...biraz soluklanıyoruz...Konyayı dinliyoruz...ve bir yudum çay...

   Unutmadan Konya Meram bağları, Akşehirde ki Nasreddin Hoca Türbeside Konya ziyaretlerinde görülebilecek yerlerden.

   Konya'nın etli ekmeğini denemeden de olmaz tabi...ertesi gün otelimizden aldığımız kahvaltının ardından... ve biz yine yollara revan...